Şahmeran Tur

Mezopotamya’nın İzinde: Mardin, Midyat, Dara ve Şanlıurfa Turu

Mezopotamya, insanlık tarihinin en eski uygarlıklarına ev sahipliği yapmış, inançların ve kültürlerin iç içe geçtiği benzersiz bir coğrafyadır. Taş sokaklarında, antik şehirlerinde, kutsal mekânlarında atılan her adım, ziyaretçisini zamanda bir yolculuğa çıkarır. İşte biz de yerel rehberlerimiz eşliğinde hazırladığımız özel programla sizleri üç gün boyunca bu kadim topraklarda unutulmaz bir keşfe davet ediyoruz.

1. Gün: Mardin – Taşların Konuştuğu Şehir

Sabah 09.00’da misafirlerimizi havalimanı, otogar veya konakladıkları yerden alarak Mardin yolculuğumuza başlıyoruz. İlk durağımız, 630 yıl boyunca Mardin Metropoliti’nin ikamet ettiği Deyrulzafaran Manastırı. Hz. İsa’nın diliyle duaların yankılandığı bu mabet, doğudan yükselen ilk ışıkların kutsandığı mekân olarak bugün de ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

Saat 11.00’de Mezopotamya’nın ilim yuvası olan Kasımiye Medresesi’ni ziyaret ediyoruz. Bu taş yapı, bilgelik ve keşiflerle dolu geçmişiyle adeta bir zaman tüneli.

Öğle saatlerinde kısa bir yemek veya kahve molasının ardından Mardin merkez gezisine çıkıyoruz. Kırklar Kilisesi, Latifiye Camii, Mardin Müzesi, Cumhuriyet Meydanı, PTT Binası, Eski ve Alt Çarşı, Arasa İş Hanı, Baharatçılar ve Bakırcılar Çarşısı, Ulu Camii, Zinciriye Medresesi, Eski Kız Meslek Lisesi, Sabancı Kent Müzesi gibi birçok değerli yapıyı görme imkânı buluyoruz. Bir abbaradan ötekine geçerken, taşların arasında saklı kalmış hikâyeleri dinleyecek, Mardin’in masalsı atmosferini içinize çekeceksiniz.

Günün sonunda otelimizde veya yerel restoranlarda akşam yemeğimizi alıyor, saat 19.30’da günü tamamlıyoruz.

2. Gün: Dara – Nusaybin – Midyat

İkinci günümüz, Mezopotamya’nın kadim uygarlıklarına tanıklık etmiş Dara Antik Kenti ile başlıyor. Zindanları, nekropolisi, sarnıçları, agorası ve surlarıyla Dara, Roma ve Sasani dönemlerinden günümüze ulaşmış görkemli bir tarih hazinesi. Her köşesinde, binlerce yılın sessiz tanıklığını hissedeceksiniz.

Öğleye doğru rotamız, serin suları ve doğal güzellikleriyle ünlü Beyaz Su. Burada doğanın sunduğu huzuru yaşayarak kısa bir dinlenme molası veriyoruz. Ardından Midyat’a geçiyor ve yöresel mutfağın eşsiz tatlarıyla öğle yemeğimizi yiyoruz.

Öğleden sonra 1600 yıllık geçmişiyle Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı’nı ziyaret ediyoruz. Dünyanın en eski manastırlarından biri olan bu kutsal mekân, taş duvarlarında asırlardır saklı kalan hikâyeleriyle sizi büyüleyecek.

Sonrasında “Hercai” dizisinin çekildiği Midyat Konuk Evi’ni geziyoruz. Buradan yürüyerek Gelüşke Hanı’na geçiyor, telkari ustalarının el emeği göz nuru eserlerini görüyor ve kısa bir çay molası veriyoruz. Ardından Midyat Mağaraları’na iniyor, kuyu yapısındaki mağaralarda eski yaşamların izlerini keşfediyoruz.

Turun sonunda Midyat Çarşısı’nda alışveriş için serbest zamanınız olacak. Badem şekeri, telkari gümüş işlemeleri, cevizli sucuk ve yöresel baharatlar alışveriş listenize girecek ürünlerden yalnızca bazıları. Akşam 19.00’da tekrar Mardin’e dönüyor ve günü burada tamamlıyoruz.

3. Gün: Şanlıurfa – Peygamberler Şehri

Üçüncü günümüzde rotamız, inançların ve tarihin başkenti sayılan Şanlıurfa. Sabah 09.00’da yola çıkıyor, saat 11.00’de insanlık tarihinin bilinen en eski tapınak kompleksi olan Göbeklitepe’ye ulaşıyoruz. 12 bin yıllık geçmişiyle dünya tarihini değiştiren bu arkeolojik harika, ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor.

Öğle yemeğimizin ardından Şanlıurfa Müzesi ve Mozaik Müzesi’ni geziyoruz. Bölgenin arkeolojik zenginliklerini yakından görme fırsatı bulacak, geçmişten bugüne uzanan eserlerin büyüsüne kapılacaksınız.

Daha sonra rotamız Balıklı Göl. Efsanelerle dolu bu kutsal gölde serbest zamanınız olacak. Ardından Urfa Kalesi, Bedesten Kapalı Çarşısı, Bakırcılar Çarşısı ve Tarihi Gümrük Hanı ile turumuzu sürdürüyoruz. Haşimiye Meydanı’nda atacağınız birkaç adım ise Urfa’nın canlı atmosferini hissetmenizi sağlayacak.

Günün sonunda, akşam 20.00 civarında turumuzun sonuna geliyor ve misafirlerimizi ulaşım noktalarına bırakıyoruz.

Neden Bizimle?

Bu turu farklı kılan, bölgeyi sadece tarihi yapılar üzerinden değil; mutfağı, kültürü, inançları ve günlük yaşamıyla tanıtıyor olmamızdır. En büyük avantajımız, tüm programın yerel rehberler eşliğinde gerçekleştirilmesidir. Çünkü biz biliyoruz ki bu taş şehirlerin gerçek hikâyesini, burada doğup büyüyen insanlar anlatabilir.

Konforlu ulaşım, özenle seçilmiş yemek durakları, esnek programlarımız ve misafir memnuniyetine verdiğimiz önemle sizlere yalnızca bir gezi değil, hayatınız boyunca unutamayacağınız bir deneyim vaat ediyoruz.

Mardin’in taş sokaklarından Dara’nın antik kalıntılarına, Midyat’ın mistik manastırlarından Urfa’nın kutsal mekânlarına uzanan bu üç günlük yolculuk, Mezopotamya’nın kalbine açılan kapılardan biridir. Biz, yerel acenteniz olarak, sadece mekânları değil; bu toprakların ruhunu da hissetmenizi sağlıyoruz.

Üç günün sonunda sadece gezmiş olmayacak, aynı zamanda tarih ve inançlarla yoğrulmuş Mezopotamya’nın hikâyesine ortak olacaksınız.